İçeriğe geç

Mutlakçılık nedir felsefe ?

Mutlakçılık Nedir Felsefe? İnsan Zihninin Kesinlik Arayışı Üzerine Psikolojik Bir Yolculuk

İnsanın doğası belirsizlikle savaşır. Bir psikolog olarak, insanların neden “doğru olan tek bir şey” arayışında olduğunu gözlemlerken, zihnin karmaşık bir savunma mekanizmasını keşfederim. Mutlakçılık, sadece felsefi bir duruş değildir; aynı zamanda insan psikolojisinin güvenlik duvarıdır.

Peki, neden kesinliğe bu kadar açız? Neden birden fazla doğru fikri duymak bizi rahatsız eder?

Mutlakçılığın Felsefi Temeli

Kısaca mutlakçılık, “doğrunun, iyinin veya gerçeğin değişmez olduğunu” savunan felsefi görüştür. Yani bir şeyin doğru olması için zamana, kültüre ya da kişisel yoruma göre değişmesi gerekmez. Mutlakçılığa göre, hakikat tektir.

Ancak bu fikir yalnızca felsefenin alanında kalmaz; insan zihni de benzer biçimde işler. Beynimiz, netlikten hoşlanır. Belirsizlik kaygı yaratır. Bu nedenle birey, çoğu zaman “tek doğruya” sığınarak zihinsel rahatlık elde eder.

Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Kesinliğin Nörolojik Cazibesi

Bilişsel psikolojiye göre, insan beyni bilişsel tutarlılık arayışındadır. Zihnimiz çelişkileri sevmez; belirsizlikle karşılaştığında stres hormonları yükselir. Bu yüzden mutlakçılık, bir tür “zihinsel denge” yaratır. “Her şeyin bir cevabı var.” düşüncesi, bireye kontrol hissi verir.

Ama şu soruyu sormak gerekir: Gerçekten her şeyin tek bir cevabı olabilir mi?

Bilişsel açıdan mutlakçılık, aşırı genelleştirme, siyah-beyaz düşünme ve kategorik akıl yürütme gibi bilişsel çarpıtmalarla ilişkilidir. Bu nedenle, mutlakçılığa sığınmak kısa vadede rahatlatıcı olsa da uzun vadede düşünsel esnekliği kısıtlar.

Duygusal Psikoloji Boyutu: Güvenlik Arayışı ve Kaygı

Duyguların dünyasında mutlakçılık, çoğu zaman bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkar. İnsan, belirsizliğin yarattığı kaygıyla baş edebilmek için “mutlak doğrular” inşa eder.

“İyilik her zaman ödüllendirilir.”

“Sevgi sonsuza kadar sürmelidir.”

“Bir kez hata yapan, hep hata yapar.”

Bu tür inançlar, duygusal olarak istikrar sağlar. Ancak hayatın karmaşık doğasında bu kalıplar kırıldığında, birey yoğun bir bilişsel çöküş yaşar. İşte o an, insan ya esnek düşünmeyi öğrenir ya da kendi mutlaklarının enkazı altında kalır.

Sosyal Psikoloji Perspektifi: Toplumun Kesinlik İhtiyacı

Sosyal psikolojiye göre, mutlakçılık yalnızca bireysel bir tutum değil, aynı zamanda toplumsal bir düzen aracıdır.

Toplumlar, kaosu önlemek için mutlak değerler üretir: yasalar, ahlak kuralları, gelenekler… Bu “ortak doğrular”, bireylerin davranışlarını yönlendirir.

Ancak bu durum, toplumsal baskının da kaynağı olabilir. “Doğru olan budur.” diyen sistemler, farklı düşünen bireyleri dışlar.

Mutlakçılık burada bir inanç olmaktan çıkar, bir kontrol mekanizmasına dönüşür.

Peki, farklı düşünceler bir toplumu tehdit eder mi, yoksa onu zenginleştirir mi?

Mutlakçılığın Psikolojik Bedeli

Mutlak düşünme, kişinin iç dünyasında bir yanılsama yaratır. Hayatı, insanları ve olayları siyah-beyaz kategorilere yerleştirir.

Bu bakış açısı, duygusal katılığı artırır, empatiyi azaltır. Çünkü mutlak doğrulara sahip bir zihin, farklılıklara tahammül etmekte zorlanır.

Psikolojik olarak bu durum, bilişsel kapanma (cognitive closure) denilen bir olguya yol açar: Zihin yeni bilgiye kapalı hale gelir.

Bu nedenle, mutlakçılıktan özgürleşmek, yalnızca felsefi değil, aynı zamanda terapötik bir süreçtir.

İçsel Deneyim: Kendi Mutlaklarını Sorgulamak

Bir an durup kendine sor: “Benim için değişmez olan ne?”

“İyi insan kimdir?”

“Doğru davranış neye göre belirlenir?”

Bu sorulara verdiğin cevaplar, aslında zihninin mutlaklarını gösterir.

Ama farkında mısın, bu mutlaklar seni korurken aynı zamanda sınırlandırıyor olabilir?

Psikolojik özgürlük, bu mutlakların üzerine düşünmekle başlar. Çünkü insanın büyümesi, kesinlikten değil; belirsizlikle yüzleşebilme cesaretinden doğar.

Sonuç: Kesinliğin Konforu, Belirsizliğin Bilgeliği

Mutlakçılık, zihnin güvenli limanıdır; ama her liman, bir noktadan sonra insanı karada tutar.

Felsefe, bizi düşünmeye çağırırken; psikoloji, bu düşüncenin duygusal köklerini açığa çıkarır.

Gerçek bilgelik, ne mutlak doğruya körü körüne inanmakta, ne de her şeyi görece saymaktadır.

Asıl bilgelik, belirsizliği kucaklayabilmektir.

Sen hangi mutlaklarına tutunuyorsun?

Ve onları bırakmaya cesaretin var mı?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
betexper girişbetexpergir.netsplash