Toplu Gıyabi Cenaze Namazı Nasıl Kılınır? Ekonomi Perspektifinden Bir Değerlendirme Bir Ekonomistin Girişi: Kaynaklar, Seçimler ve Sonuçlar Ekonomi, çoğu zaman sayılarla, piyasa dinamikleriyle ve finansal kararlarla ilişkilendirilse de, aslında çok daha geniş bir alanı kapsar. Temelde ekonomi, sınırlı kaynaklarla yapılacak seçimlerin incelenmesidir. Her seçim, hem bireyler hem de toplum için farklı sonuçlar doğurur. Tıpkı günlük yaşamda yaptığımız tercihler gibi, toplumsal düzeyde alınan kararlar da ekonomik dinamikleri etkiler. Toplu gıyabi cenaze namazı kılmak da, bir toplumun sınırlı kaynaklarını nasıl verimli kullanabileceği ve bu eylemin toplumsal refah üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olacak bir örnektir. Cenaze namazı, sadece dini bir ritüel olarak değil,…
Yorum BırakYeşil Yaşam Rehberi Yazılar
Telekantus Ne Demek? Kültürlerin Ruhunda Yankılanan Sessiz Bir Çağrı Bir antropolog olarak, dünyanın farklı köşelerinde yankılanan sesleri dinlerken en çok ilgimi çeken şey, kelimelerin yalnızca anlamlarıyla değil, taşıdıkları duygusal titreşimlerle kültürleri birbirine bağlamasıdır. “Telekantus” kelimesi de tam bu türden bir kavramdır — bir yandan gizemli, öte yandan insanın derin iletişim ihtiyacına dokunan bir terim. Peki, telekantus ne demek? Ve bu sözcük neden antropolojik açıdan bu kadar anlamlı? Telekantus’un Etimolojik ve Kavramsal Kökleri Telekantus, köken itibariyle iki parçadan oluşur: tele (uzak, mesafe) ve cantus (Latince’de şarkı, ses). Yani kelime, “uzaktan gelen şarkı” ya da “mesafeden yankılanan ses” anlamına gelir. Modern bağlamda…
Yorum BırakGeçmişin İzinde Bir Bakış: “Fil Gözü”nün Tarihsel Hikâyesi Tarihin büyüsü, en sıradan kavramların bile derin anlamlar taşımasında gizlidir. Bir tarihçi olarak her kelimenin ardında bir hikâye, her ifadenin ardında bir çağın ruhu olduğunu bilirim. “Fil gözü” de bu türden ifadelerdendir; kulağa masalsı gelen bu deyim, aslında hem kültürel hem de tarihsel bir derinliğe sahiptir. Peki, neden fil gözü denir? Bu sorunun cevabı yalnızca doğaya ya da hayvan sembollerine değil, insanlığın mekânla, estetikle ve algıyla kurduğu uzun soluklu ilişkiye dayanır. Filin Gözünden Dünyaya Bakmak: Sembolün Doğuşu Fil, tarih boyunca güç, bilgelik ve sabırla özdeşleştirilen bir hayvandır. Antik uygarlıklardan Asya’nın kutsal metinlerine…
Yorum BırakMutlakçılık Nedir Felsefe? İnsan Zihninin Kesinlik Arayışı Üzerine Psikolojik Bir Yolculuk İnsanın doğası belirsizlikle savaşır. Bir psikolog olarak, insanların neden “doğru olan tek bir şey” arayışında olduğunu gözlemlerken, zihnin karmaşık bir savunma mekanizmasını keşfederim. Mutlakçılık, sadece felsefi bir duruş değildir; aynı zamanda insan psikolojisinin güvenlik duvarıdır. Peki, neden kesinliğe bu kadar açız? Neden birden fazla doğru fikri duymak bizi rahatsız eder? Mutlakçılığın Felsefi Temeli Kısaca mutlakçılık, “doğrunun, iyinin veya gerçeğin değişmez olduğunu” savunan felsefi görüştür. Yani bir şeyin doğru olması için zamana, kültüre ya da kişisel yoruma göre değişmesi gerekmez. Mutlakçılığa göre, hakikat tektir. Ancak bu fikir yalnızca felsefenin alanında…
Yorum Bırakİç Sızlatmak Ne Demek? Duyguların Siyasetindeki Sessiz Çatlaklar Bir siyaset bilimci olarak, güç ilişkilerinin sadece yasalarla, kurumlarla veya iktidar yapılarıyla değil; insanların iç dünyasında, vicdanlarında ve duygusal hafızalarında da inşa edildiğini sıkça düşünürüm. Toplumun görünür yüzü olan iktidarın altında, görünmeyen bir alan vardır: bireyin iç sızısı. Peki, “iç sızlatmak” ne demek? Sadece duygusal bir tepki midir, yoksa toplumsal adaletin yara aldığı her noktada kendini gösteren bir politik alarm mı? “İç Sızısı”nın Politik Anlamı: Gücün Sessiz Muhasebesi İç sızlatmak kelimesi dilde duygusal bir acıyı anlatır; vicdanı titreten, insana derin bir üzüntü veya utanç duygusu yaşatan bir durumu ifade eder. Ancak siyaset…
Yorum BırakGüdümüne Girilmesi Ne Demek? Edebiyatın Derin Sularında Bir Anlam Arayışı Kelimeler bazen yalnızca anlam taşımaz, aynı zamanda yön verir. “Güdümüne girilmek” ifadesi, bir metin içinde okuru, bir karakterin ya da fikrin çekim alanına sokan güçlü bir manyetik etkiyi anlatır. Bir edebiyatçının gözünden bakıldığında, bu ifade yalnızca bir kontrol meselesi değildir; aynı zamanda dilin, duygunun ve düşüncenin insana hükmetme biçimidir. Çünkü her büyük anlatı, okurunu kendi yörüngesine alır; onu dönüştürür, yönlendirir, hatta bazen teslim alır. Kelimelerin Güdümü: Anlamın Akışında Sürüklenmek Bir yazarın kelimeleri, sadece fikirleri değil, duyguları da taşır. Güdümüne girilmek, bir anlamda bu duygusal ve düşünsel akıntıya kapılmak demektir. Tıpkı…
Yorum BırakBazı hikâyeler vardır, sizi bir anısı olmayan bir eve götürür ama orada tanıdık bir sıcaklık hissedersiniz. Bugün anlatacağım hikâye tam da böyle… Kalorimetre Nasıl Az Yakar? Bir Evin Hikâyesi Bir kış akşamıydı. Şehrin üzerinde sessizce düşen kar taneleri, sokak lambalarının ışığında dans ederken, apartmanın üçüncü katında Elif ve Murat tartışmanın eşiğindeydi. Konu basitti aslında: “Neden kalorimetre bu kadar çok yakıyor?” Ama mesele sadece rakamlar değildi, evin içinde ısı kadar duygular da dağılmıştı. Stratejilerle Isınmak: Murat’ın Çözüm Arayışı Murat, tipik bir mühendis mantığıyla yaklaştı meseleye. Eline bir not defteri aldı, hesaplamalar yapmaya başladı. “Bak Elif,” dedi, “kalorimetre fazla yakıyorsa birkaç nedeni…
Yorum BırakHaram Para Helale Döner mi? — Cüzdanın Vicdanla İmtihanı Hayatta bazı sorular vardır, insanı düşündürür; bazıları da hem düşündürür hem güldürür. “Haram para helale döner mi?” işte o türden bir sorudur. Çünkü bir yanda vicdan, diğer yanda banka hesabı konuşur. Bu yazıda biraz güleceğiz, biraz düşüneceğiz. Çünkü mesele sadece para değil, parayla kurduğumuz duygusal bağın da hikayesidir! Bir Cüzdanın İtirafı Bir gün bir cüzdan varmış. İçinde birkaç banknot, biraz bozukluk ve… minik bir vicdan kırıntısı. Cüzdan sahibi Mehmet Bey, bir gün bu cüzdanın içindekilere bakarken kendi kendine demiş ki: “Yahu bu paranın bir kısmı… hani şu ihaledeki komisyondu. Acaba helale…
Yorum BırakAltının Parıltısında Toplumun Yansımaları: 1 Gramlık Altın Ne Kadar? Bir sosyolog olarak, gündelik hayatın sıradan görünen unsurlarında bile derin toplumsal anlamlar ararım. Bir kuyumcu vitrinine baktığınızda, parıldayan altınların sadece birer yatırım aracı olmadığını fark edersiniz. Onlar, toplumun değer yargılarını, cinsiyet rollerini ve ekonomik beklentilerini yansıtan kültürel göstergelerdir. “1 gramlık altın ne kadar?” sorusu, ilk bakışta ekonomik bir merak gibi görünür. Fakat aslında bu soru, toplumsal düzenin, cinsiyet normlarının ve kültürel kimliğin nasıl şekillendiğini anlamak için bir kapı aralar. Çünkü altın, sadece bir maden değil; toplumun değer ölçüsüdür. Altının Toplumsal Anlamı: Değerin Maddede Somutlaşması Altın, tarih boyunca yalnızca zenginliğin değil, saygınlığın,…
Yorum BırakKastamonu Bük Köyü Nereye Bağlı? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Bir Keşif Eğitim, insanı dönüştüren, geliştiren ve geleceğe taşıyan bir süreçtir. Her öğrenci, her öğrenme deneyimi bir nevi kişisel bir keşif yolculuğudur. Bu yolculuk, bazen öğretmenin yönlendirmesiyle bazen de kendi merakımızla şekillenir. Öğrenme süreci, yalnızca bilgi edinmek değil, aynı zamanda dünyayı ve kendimizi anlamak için bir fırsattır. Peki, bu pedagojik yolculuk, Kastamonu’nun Bük köyü gibi küçük yerleşim yerlerine dair bilgi edinme konusunda nasıl işler? Gelin, bu soruyu birlikte keşfederken, öğrenmenin gücünü nasıl kullanabileceğimizi de tartışalım. Kastamonu Bük Köyü Hakkında Temel Bilgiler Kastamonu il sınırlarında yer alan Bük Köyü, merkezden biraz uzak, fakat…
Yorum Bırak